Korucunun eşi Haney Uysal, eşinin vazifesi başındayken kalp krizi geçirip yaşımını yitirdiğini, bu nedenle de şehit sayılması gerektiğini belirterek hukuk uğraşı başlattı.
Ankara 7’nci Yönetim Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme, Ali Uysal’ın misyonu sırasında rahatsızlanarak vefat ettiğine, bu nedenle şehit sayılarak ortadan geçen vakitteki tüm haklarının ailesine verilmesine karar verdi.
“Bize bu gururu yaşatanlardan razı olsun”
Ali Uysal’ın eşi Haney Uysal, 19 yıl sonra da olsa eşine şehitlik verilmesinin ötürü çok memnun olduğunu söyledi. Bugüne kadar devletin hiçbir vakit kendisini yalnız bırakmadığını belirten Uysal, “Eşim vefat ettiğinde 12 yıllık korucuydu. O periyodun yetkilileri tarafından resmi merasim düzenlenmişti. Şehit sayılmadığı için şehit ailelerinin yararlandığı haklardan faydalanamadık. Ancak hiçbir vakit devlet büyüklerimiz bizi yalnız bırakmadı. Bayramlarda bizi daima ziyaret edip acımıza ortak oldular. Yıllar sonra resmi olarak şehit sayıldı. Allah, devletimizden ve bize bu gururu yaşatanlardan razı olsun” diye konuştu.
“Tabutu al bayrağa sarılıp merasim düzenlendi”
Uysal’ın avukatı Mehmet Faruk Çetin ise davayı yaklaşık 2 yıl evvel açtıklarını kaydederek, “O periyot hayatını kaybeden korucumuz, Nurhak ilçesinde tabutu al bayrağa sarılıp düzenlenen askeri merasimle yaşadığı yerde defnedilmiş. Lakin yasalar nazarında görev malulü, yani şehit sayılmadığı için bu davayı açtık. Bu davayı yaklaşık 2 yıl evvel açtık. Ankara 7. Yönetim Mahkemesi de bizi haklı gördü. Misyonunu yaparken hayatını kaybeden korucu kardeşimizin görev malulü olduğuna karar vererek, şehit sayılmasına karar verdi” dedi.
DHA