Polat, toplumsal medya hesabından yaptığı açıklamada, Darphane binalarının ofis yapılmak için Kültür Bakanlığı’nın elinden alınarak Cumhurbaşkanlığı Ulusal Saraylar Başkanlığı’na verildiğini hatırlatarak, “Depo Müze ismiyle sunulan Topkapı Sarayı Darphane binalarının Arkeoloji Müzesi’nin elinden alınıp Arkeoloji koleksiyonlarının havaalanı hangarlarına gönderilmesi konusu hakkında; mevzu özeti; Topkapı Sarayı’ndan Çamlıca Cami Müzesi’ne padişahlara ilişkin yapıtları rahatça nakletmek. Kültür Bakanlığı’na bağlı asırlık kurum Topkapı Sarayı ile Diyanete bağlı Çamlıca Camii’nin alt katlarının birbirine bağlı müzeler yapılıp, Kültür Bakanlığı’ndan alınarak ikisinin birden Cumhurbaşkanlığı’na bağlanarak padişahların eşsiz yapıtlarının Çamlıca’ya nakledilmesi” sözünü kullandı.
Polat,11 Eylül 2019’da Topkapı Sarayı’nın Kültür Bakanlığı’ndan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Cumhurbaşkanlığı’na bağlanması ve Arkeoloji Müzesi- Topkapı Sarayı kurumsal iştirakinin bitirildiğini vurguladı. Polat, “Arkeoloji Müzesi’nin depoları olan Darphane binalarının da ofis yapılmak için Kültür Bakanlığı’nın elinden alınarak Cumhurbaşkanlığı Ulusal Saraylar Başkanlığı’na verilmesi burada ofis yapılması kararı. Kendi depolarında işgalciye dönüştürülen Arkeoloji Müzesi. Topkapı Sarayı’nın Cumhurbaşkanlığı’na bölümü sonrasında ‘uyumlu’ çalışmayacak tüm kurum hafızasına ve geleceğine sahip çalışanın tekrar gözden geçirilmesi ile oluşturulmuş yeni Topkapı Sarayı Müzesi idari ve müzeci kadrosu”dedi.
‘Paha biçilemez koleksiyonlar tanınan dertlere heba edilmemeli’
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Polat, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Tarihe not; Cumhuriyet pahaları ile padişahlığın otorite makamlarını halka teslim etmenin sembolü olarak müzeye dönüştürülmüş Osmanlı sembolü asırlık Topkapı Sarayı ve Arkeoloji Müzeleri’nin değer biçilmez koleksiyonları tanınan korkulara heba edilmemeli. ‘Depo müze yapıyoruz’ diye sunulan Arkeoloji Müzeleri Depoları Darphane binalarının boşaltılması ve koleksiyonlarının havaalanına taşınması probleminin arkasındaki durum ne yazık ki bu formdadır. Ömrünü bu müzelere adamış müzeciler seslerini duyuramıyoruz. Kısa bir mühlet sonra yaygın medya kanalları ve tanınan şahsiyetler vasıtası ile Depo Müzelerin övgülerle sunulması örneklerini göreceğiz. Kendileri ile görüşülmüş kamuoyuna tesir edebilecek bu gazeteci ve müelliflere tarihi sorumluluklarını hatırlatmak vicdani misyonum. Bu hususta bu müzelerden emekli olmuş, edilmiş, ömrünü bu müze koleksiyonlarına harcamış ve üstte bahsettiğim Çamlıca Cami Müzesi’ne padişah yapıtlarının nakledilmesi hakikatini bilen müzeci üstatlardan medya ve gazeteciler görüş bilgi sormak zorundadır.”